Kadiri Hüsamiler Web Sitesi..
ANASAYFA SİTEDE ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE SORU SORUN? İLETİŞİM

CANLI YAYIN İZLEYİN...

 
 

ANKET

Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?





Tüm Anketler

SİTEDE ARA


Gelişmiş Arama

SİTEMİZE ZİYARETLER!

 
Bugün Tekil69 
Bugün Çoğul174 
Toplam Tekil 390166 
Toplam Çoğul475965 
Ip 185.50.70.3
Alay Etmenin Cezası

Alay Etmenin Cezası

Tarih 01 Eylül 2014, 10:14 Editör ihsan Kaya

"Şu tarafa bak bakalım ne göreceksin?" Buyurdu.

Gavs-ül-Memdûh (ks) hazretleri, bir gün dergâhın önünde otururken Abdürrahîm Efendiyi huzûr-ı şerîflerine çağırdı. Şam'a gidip gitmediğini sordu. O da;

"Gitmedim efendim" deyince;

"Şu tarafa bak bakalım ne göreceksin?" Buyurdu.

İşaret ettiği yöne baktığında, yemyeşil bahçeleriyle, Şam'ın karşısında durduğunu hayretle gördü. Şam'ı merakla seyrettiğini gören Gavs-ül-

Memdûh;
"Abdürrahîm! Boşi köyü buradan uzakta mıdır görülebilir mi?" Buyurunca, rüyâdan uyanır gibi Şam gözlerinden silindi ve hocasına;
"O köy buraya uzaktır, görünmez efendim." Diye cevap verdi.

Bunun üzerine;
"Doğu tarafına bak!" Buyurdu.
O anda küçük bir tepenin yamacında kurulmuş olan Boşi köyü gözünün önüne geldi. O anda köyün bir kenarında, Gavs-ül-Memdûh'un talebelerinden birkaç tânesi oturmuş sohbet ediyorlardı. Köy bekçisi de yanlarında sırt üstü uzanmış yatıyor, talebelerle alay ediyordu.

Gavs-ül-Memdûh;
"Abdürrahîm! Bekçinin arkadaşlarınla alay ettiğini görüyor musun?" Diye sordu.

O da;
"Görüyorum efendim. Eğer müsaade buyurursanız hemen hakkından geleyim." Diye sordu.

Hocasının hiç cevap vermemesinden cesaretlenerek ayağını hızla bekçiye doğru salladı. Allah’u Teâlâ’nın izniyle, ayağı bekçinin tam karnına isâbet etmiş ki, birden karnını tutmaya ve feryat etmeye başladı. Bir daha vuracaktı, fakat Gavs-ül-Memdûh;

"Yeter yâ Abdürrahîm!" Buyurunca, durdu.

Boşi köyü de gözünden kayboldu. Hocasının bu kerametlerine hayran kalmıştı.

Aradan on gün geçmişti. Boşi köyünün bekçisi, yüzü sarılı bir hâlde Gavs-ül-Memdûh'un huzûruna çıkarıldı. Ağzı sol kulağına kadar eğilmişti. Eğilen taraf kırış, kırış olmuş, diğer tarafı da davul zarı kadar gerginleşmişti. Bu sebeple ne ağladığı ne güldüğü, ne de konuştuğu anlaşılıyordu. Zor konuşabilen bekçi;

"Aman ya Hocam! Allah’u Teâlâ’yı zikreden talebelerinle alay ederken, birisi şiddetle karnıma vurdu. O anda bütün vücudum hareketsiz kaldı. Ağzım da bu hâle geldi. Bundan böyle hatamı anladım ve tövbe ettim. Ne olur beni affediniz ve ağzımın eski hâle gelmesi için dua ediniz." Diyerek ağladı.

Gavs-ül-Memdûh onun bu durumuna çok üzüldü. Merhamet edip ellerini kaldırarak dua etmeye başladı. Sonra mübarek elini bekçinin yüzüne sürdü.
O anda bekçinin ağzı, Allah’u Teâlâ’nın izniyle eski hâline geldi.

Evliyalar Ansiklopedisi, İhlas Yayınları

Bu yazı 9510 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Menkıbeler

ŞEYH MUHAMMET EMİN RAMAZAN MENKIBESİ-4

ŞEYH MUHAMMET EMİN RAMAZAN MENKIBESİ-4 ŞEYH MUHAMMET EMİN RAMAZAN MENKIBESİ-4

ŞEYH MUHAMMET EMİN RAMAZAN MENKIBESİ-3

ŞEYH MUHAMMET EMİN RAMAZAN MENKIBESİ-3 ŞEYH MUHAMMET EMİN RAMAZAN MENKIBESİ-3

SÖZLÜK

Söz ve Resim
İşlediğiniz günahları gizlediğiniz gibi, iyilikleri de
gizleyiniz.

RABİA-İ ADEVİYYE (R.A)

BAZI LİNKLER

(c) 2016 www.husamiler.org / Mersin
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Alt Yapy: MyDesign - Dizayn ve Hosting: Ri-Mer Bili?im