Özellikle günümüzde çok önemli bir yer tutan bir konu, Allah dostu kimdir kısaca anlatmaya çalışalım...
Mümin Hak adamıdır. Allah, bütün hal ve hareketlerini hak terazisinde ölçmektir her adımının temel ölçüsü yolundaki. Hak, Cenâbı Hakk'ın sevdiği ve razı olduğu şeydir. Hakkı öğrenmenin tek yolu Kur'an'ın ayetleri ve Hz. Peygamber'in (s.a.v) sünnetidir. Kur'an ve sünnetten güzel notu almayan her şey boştur, faydasızdır, zararlıdır. Hak adamının en faziletli Ameli Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir. ŞAHSİ ve bir şeyi Allahu Teala'nın sevdiğinden daha fazla sevmeye ve övmeye çalışmak hak olmadığı gibi, O'nun yücelttiğini küçük düşürmek de zulümdür. Birisi ifrat, diğeri tefrittir. Her ikisi de haramdır.
Ehlullah Allah'ın ehli ve dostu demektir. Ehlullah, Allahu Teala'nın şahitleridir. Onları gören Allah'ı hatırlar. Meclislerinde oturan samimi Kullar ilahi kokular koklar. Gerçekten tanınmaya ve sevilmeye layıktır onlar.
Zira bir kulu alemlerin sahibi sevmiş ise o kimse sevimlidir ve sevilmeye layıktır. Kalpinde Zerre kadar imanı olan herkes için Allah ve Rasulünün sevdiği, aynı zamanda sevmeyi emrettiği salihleri sevip onlara kıymet vermesi, sohbetlerine girmesi ve hürmet göstermesi gerekir. Bu konuda Önümüze iki mesele çıkıyor:
Birincisi: kimlerin Allah'ın dostu olduğunun bilinmesi.
Ikincisi: Sirke Düşmeden velilere nasıl hürmet gösterilip istifade edileceği meselesidir.
Şimdi bunları kısaca inceleyelim.
Veli kimdir?
Bu soru her zaman sorulur. Doğrusu çok nazik bir meseledir. Nazik olduğu kadar önemlidir de.
Çünkü veli, bir yönüyle herkes gibi insandır. Öte yandan apayrı bir kimliğe, yetkiye ve sevgiye sahiptir.
Veli, âlemlerin sahibi Yüce Allah'ın dostudur. Dolayısıyla Allah'ın dostu olan bir kimse, her mümin için büyük önem tasir. Zira o, Yüce Rabbi tarafından seçilmiş, sevilmiş bir küldür. Onun şahsiyetinde ve hayatında insanlara gerçek Kulluk, Hakiki dostluk gösterilmektedir. Bu yüzden veli, Yüce Allah'ın varlığını ispat etmede ve ilahi emirlerin hakikatini anlamada insanlar için en büyük delildir.
Gerçi, her mümin Allah'ın velisidir, dostudur. Fakat bizim burada konu Ettiğimiz velilik, Allah yolunda irşat yetkisi, manevi terbiyede rehberlik ve takvada önder olan velidir.
Bu özel bir makamdır. O makamda bulunan kimse kamil insandır. Bu velâyet, Hz. Peygamber'in (sav) ümmeti terbiye işine Varis olmaktır. VERASET bu ise, insanların irşadını üstlenmek, kalpleri manevi kirlerden temizlemek ve azgın nefisleri terbiye etmektir.
Veliler genelde gizlidir. Sayılarını ancak Allah bilir. Cenabı Hak Kur'an-ı Hakim'de bize, dostlarının isimlerini değil, sıfatlarını zikretmiştir. Bu sıfatlar kimde mevcutsa, o kimse Allah'ın dostudur. Bir mümin olarak bize de onu dost etmek ve sevmek düşer.
Allahü teâlâ bütün müminleri sevmektedir.
"Allah Müminlerin dostudur." 519 ayeti bunu ifade eder.
Öyleyse 'Ben Allah'a iman ettim' diyen her mümin, diğer bütün müminleri sevmeli. Bu ilahi bir emirdir, Yüce Rabbimiz istemektedir.520 böyle
Ancak Cenâbı Hak, Müminler içinden bir grubu özel olarak yakınlığına seçmiştir. Onlar gerçek takvaya Ulaşan ve 'mukarrabûn' makamına çıkan salihlerdir.521
Resulullah (sav) onları 'vârisim, halifem ve ehlim' diye tanıtmıştır. Allahü teâlâ müminlere onlarla beraber olmayı emretmiştir.522
İşte bu veliler insanları irşat etmekle görevlidir. Ümmetin terbiye edilmesi görevini onlar üstlenmişlerdir. Kalpleri tedavi ile memurdurlar. Hidayet yolunda rehberlik, takva işinde önderlik yaparlar.
Onlar yeryüzünde Allah'ın şahitliğini yapan Rabbani alimlerdir. Bu yüzden onların veli olduğu bellidir, çünkü irşatları açıktır. Kendileri de halk da onların Allah'ın dostu olduğunu bilir. Cenâbı Hak onları özel olarak SEÇER,,, olacak kimseleri onlara sevk eder destekler irşat sever.
Onlar gerçekten Yüce Allah'ı hatırlatan canlı şahitlerdir. Onları gören göz, seven gönül, kendilerinde Allah'ın bahşettiği Dostlarına çok güzel halleri görebilir. Yeter ki insan, benlik ve büyüklük taslamasın.
Aslında, gerçek velilerin üzerinde bulunan ilahi edep kendilerinin Yüce Allah'ın dostu olduğunu gün gibi ortaya koyar. Çünkü onların gözlerinden, özlerindeki ilahi nur dışarıya yansır.
Yüzlerindeki Samimiyet kalplere huzur verir, gönülleri cezbeder. Veliler etraflarına rahmet ve muhabbet yayarlar. Her insana uzanan elleri sayesinde irşat ve feyiz yayılır, niceleri tövbe eder, Hidayet bulur. Böylece veliler yakından tanınır. Gün geçtikçe yedi insan da güzelleşir, sevdikçe özelleşir onları.
Allahu Teala'nın dostluğundan nasibi olan kimseler, onları görünce Allahu Teala'yı hatırlar. Allah'a aşık olan ruhlar Allah dostlarını görünce sevinir: heyecanlanır, manevi bir haz alır. Çünkü karşısında Yüce Yaratıcının dostu durmaktadır.
O dostun yüzünde ve Gözünde ilahi nişanlar bulunmaktadır. Heybet, çekicilik gibi ...
Ona yönelen kalp ilahi sevgiyle dolar, huzur bulur. Yedi onu gönül, kısa yoldan Allah ve peygamber sevgisini tadar. Bu hazzı bulan kişi tövbeye Sarılır.
Allahu Teala'nın bu nimetlere vesile ettiği veliler bütün zaman ve devirlerde olmuştur. Resulullah Efendimiz'in (sav) göre kıyamete kadar da bulunacaklardır müjdesine. Onlar İslam dinini en güzel şekilde Yaşayarak Tebliğ etmektedirler. Bunu yaparken Allahu Teala'dan başka hiç kimseden korkmazlar.523
Durum böyle olunca, insanın onlardan istifade etmesine engel olan Husus sadece nefsi, kibri ve kendisini yeterli görmesidir.
Başka bir engel yoktur. Ayeti kerimenin ifadesine göre Kibirli insanlar, Allahu Teala'nın ayetlerini Görmekten ve hikmetlerini müşahade edemezler.524
Demek ki, yeryüzünde Yüce Allah'ın varlığına en büyük bir ayet ve en açık alamet olan bir velinin, anlaşılması, sevilmesi ve kendisinden istifade edilmesi için, kalbin açılması ve onlara yönelmesi gerekiyor.
Allahu Teala'yı tanımak ve arifleri sevmek tevazu ve edep ister. Kendisini beğenen kimse Allah'ı tanıyamaz. (Marifetullah) Bu yolda benlik işe yaramıyor. Hep 'ben ... Ben! .. "Diyenler Allah'a ulaşamıyor.
Ilahi sevgiyi tatmak ve Allah dostlarını tanımak için özel olarak dua edip Yüce Allah'tan yardım istemeli. Allah dostlarının sevgisinin kazanılması sadece akıl ve ilim ile olmaz. Akıllıyım diyen nice insanlar, Yüce Allah'ı tanımadan, imam ile şereflenmeden olup gitmişlerdir. Dünyadaki keskin zekaları, ahirette kendilerine bir Fayda kazandırmamıştır.
Alıntı: http://www.tasavvufnedir.com/component/content/article/37-tasavvuf-nedir/55-allah-dostu-kimdir-.html
Bu yazı 10716 defa okunmuştur.