| ||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||
GALERYSİTEDE ARASON YORUMLANANLARSİTEMİZE ZİYARETLER!
|
Gençler ibadetle nurlanır28 Kasym 2010, 23:15 ihsan Kaya İman ve ibadetten yoksun yetişen gençlerin ise, manevi buhran içine düşerek, ruhlarındaki boşluk hissini yanlış alanlarda doldurmaya calışmaları coğu zaman onları daha büyük bir çıkmazın içine sürükler. İnsan hayatının en heyecanlı ve yoğun duygulara sahne olduğu zamandır gençlik dönemi. Bediüzzaman Hazretleri, gençlik damarının akıldan çok duyguları dinlediğini; his ve hevesin ise kör olduğunu ve bir gram hazır lezzeti, ilerideki tonlarca yüksek lezzete tercih ettiğini belirtir. Bu cağda kişiye hisleri hakim olduğundan, coğu zaman düşünmeden verir kararlarını. Böylelikle kolayca yanlış yapabilir, hataya düşebilir. Genç bireyler, yaşadıkları fiziksel ve psikolojik değişikliklerin etkisiyle, iç alemlerine daha fazla yönelebilirler. Hayatı anlamlı kılacak sorularına cevap aramaya başlarlar içten içe. Bu noktada kulluğa yönelmek, genci yanlış yapmaktan korur. Kişinin, Allah’ın her şeyin sahibi olduğunu, O’ndan başka gerçek dost ve yardımcı olmadığını idrak etmesine katkıda bulunur ibadetler. Allah, ibadet eden genç ile meleklerine övünür Efendimiz (s.a.v) Allah Teala’nın ibadet eden genç ile meleklerine övünüp “Bakınız benim kuluma, kendi şehvet (ve nefsani heveslerini) benim için terk etmiştir” buyurduğunu haber verir. Rabbimiz’in meleklerine karşı övündüğü ibadet eden genç, yeni bir hayat coşkusu elde eder. Uçsuz bucaksız gibi görünen evren, onu tedirgin edemez. Gelecek endişesi gönlünü daraltamaz. Kendisini Rabbi’ne yakın hissettiği gibi, sosyal çevresiyle de iyi ilişkiler kurar. İman ve ibadetten yoksun yetişen gençlerin ise, manevi buhran içine düşerek, ruhlarındaki boşluk hissini yanlış alanlarda doldurmaya calışmaları coğu zaman onları daha büyük bir çıkmazın içine sürükler. Zira Allah Teala Râd suresinde “Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur” ‘buyurur. Kısaca iman ve ibadete aykırı olan her şey insanın fıtratına da aykırıdır. Huzur getirmez. Gençlikte yapılan ibadetler Hak katında daha sevimlidir Bilinçli bir genç, kanının en deli aktığı ve dünya lezzetlerinin kendisini cezbetmeye calırştığı bir dönemde, ahiret yolcusu olduğunu unutmaz. Hayatının baharı nda kulluğunun farkına varır. Dünya misafirhanesini ebedi saadete ulaşmada bir vesile olarak değerlendirir. Böylece İmam Rabbani Hazretleri’nin haber verdiği şu müjdeye mazhar olur: “Gençlikte, şehvetin, asabiyetin kapladığı anlarda İslamiyet’in bir emrini yerine getirmek, ihtiyarlıkta yapılan aynı ibadetten çok üstün ve kıymetli olur. Böyle bir cağda yapılan az bir amele, pek çok sevap verilir.” Gençlik, enerjisini Allah yoluna harcamalı Gençlik döneminin sıkıntısız geçmesi için, öncelikle Allah’ın kulu olduğumuz bilinciyle dinimize, ülkemize ve insanımıza hizmet gayesini gütmeliyiz. Gençlik enerjimizi boş işlere harcamak yerine bu alana kanalize ettiğimizde, sorunlarımızın daha kolay üstesinden geleceğimiz kesindir. Çünkü her şeyden önce arkamıza Allah’ın kulu olma desteğini almışızdır, yani gayret ve duamızdan sonrasını Allah’a teslim etmişiz demektir. Hata yaptır.ırmızda ise “Ben pişmanım” ‘diyerek tıklatabileceğimiz bir tövbe kapısı hep acırktır bizim için. Ve biliriz ki Rabbimiz, bizi bağışlamasını beklediğimiz insanların hepsinden hatta kendimizden bile daha merhametlidir. Şah-ı Nakşibend’i hayran bırakan genç Günün birinde Şah-ı Nakşibend Hazretleri saadetli hanelerindeyken kapısı calırnır. Hizmetlisine seslenir: “Bak bakalım kapıda kim var!” ‘Kapıya gelen, Muhammed isimli on sekiz yaşında bir gençtir. Hizmetli kapıyı açar ve şöyle cevap verir: “Kapı da bir ‘parisa’ var.” ‘Parisa; genç, civan anlamına gelmektedir ve bu olaydan sonra o genç, Muhammed Parisa diye anılacaktır. İbadet ve hizmete çok düşkün bir genç olan Muhammed Parisa, kalplere Allah aşkını nakşeden o büyük nakkaşın hizmetinde bulunmayı talep etmektedir. Dergaha kabul edilir ve hizmet kervanına dahil olur. Muhammed Parisa sıcak bir yaz günü, dergah inşaatı nda hizmet etmektedir. İkindi vaktine doğru diğer calışanlar işe bir süre ara verirler. Muhammed Parisa ise büyük bir iştiyakla calışmaya devam eder. O sırada Şah-ı Nakşibend Hazretleri habersizce dergahı ziyarete gelir. Herkes istirahata çekilmiş haldeyken, Muhammed Parisa’nın durup dinlenmeden çamur karması Şah-ı Nakşibend’in hayranlığını cezp eder ve şöyle dua eder: “Ya Rabbi! Bu ayaklar hürmetine bana rahmet eyle!” Şah-ı Nakşibend’in övgüsünü kazanan Muhammed Parisa Hazretleri erken yaşta evliyalar kervanına katılır. Ceyda ARIN • 25. Sayı / KAPAKTAKİLE/SEMERKAND AİLE Bu yazı 7647 defa okunmuştur.
|
DİVAN-I AHMEDDivan-ı Ahmedi Okumak İçin Tıklayınız.. YÜKSEK LİSANS TEZİTASAVVUF KÖŞESİ
BAZI LİNKLER |
||||||||||||||||||
(c) 2016 www.husamiler.org / Mersin Alt Yapy: MyDesign - Dizayn ve Hosting: Ri-Mer Bili?im |